KANAL İSTANBUL GEREKLİ Mİ?

Posted by İsrafil Cingöz

    Son dönemde kanal İstanbul’la alakalı ihanet açıklamasından sonra Kanal İstanbul konusu tekrar gündeme geldi. Peki, kanal İstanbul gerçekten gerekli mi? Yoksa ihanet mi?

Bu soruları cevaplamak için konuyu ulusal ya da uluslararası olarak değerlendirmek gerekir. Ulusal olarak değerlendirdiğimizde; bütün yatırımların İstanbul’a yapılması, ekolojik dengenin değişeceği korkusu, jeolojik etmenler, İstanbul’a ait boğazın varlığı, Küçükçekmece barajındaki sit alanının varlığı, ülkedeki ekonomik durum gibi maddeler göz önünde bulunduğunda yapılması zor ve zararlı gibi gözüküyor.

Ancak bu durum Uluslararası bakıldığında ilk önce Montrö Boğazlar sözleşmesine bakılması gerekir.  22 Haziran 1936’da İsviçre’nin Montrö kentinde yapılan toplantı sonrasında Lozan’la beraber imzalanan Boğazlar sözleşmesinin değişmesine neden olan ve iki ay süren toplantı sonucunda boğazların hâkimiyeti Türkiye’ye geçmesine rağmen, savaş gemileri dâhil tüm gemilerin geçişleri serbest olacak şekilde Montrö Boğazlar Anlaşması İmzalanmıştır. Kısıtlamalar sadece tonajla alakalı olup geçişlerin neredeyse tamamı ücretsizdir. Ancak güzergâh üzerinde alternatif bir geçiş yolu bulunursa kartlar yeniden karılacak savaş gemilerinin boğazdan geçişi engellenecektir. Ayrıca Kanaldan her geçişten ücret alınacaktır.

Bu iki durumun dışında İstanbul’un deprem bölgesi içeresinde olması yeni Afet rezerv alanlarına ihtiyaç duyulmuş ve Yeni Şehir İstanbul Projesi olarak Kanal İstanbul’un geçiş güzergâhını seçilmiştir. Buna bağlı olarak İstanbul Havaalanı, 3.Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi büyük makro projeler bu bölgede yapılmış ve büyük oranda teslim edilmiştir. Arnavutköy, Kayaşehir, Başakşehir İlçelerine toplam 7,5 Milyon nüfus düşünülmektedir. Yani Kanal İstanbul bu makro projelerle bir bütün halinde değerlendirilmelidir.

Çılgın projenin söylentisi bile uluslararası arenada tıpkı İstanbul Havaalanı gibi rahatsızlık verdiği görülmektedir. Projenin yüklenici ülkesi olarak ta Çin veya Katar olduğu söylentiler arasında yer alıyor. Ülkenin ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda yavaşlayan çarklara yağ damlatmak dişlileri hızlandıracağı kanaatindeyim.

Sonuç olarak çılgın proje yapılır mı? Yapılmaz mı? bilinmez. Söylentisi bile bölgedeki köylere katkı sağladığı gerçek. Güzergâh olarak Küçükçekmece-Sazlıbosna barajı olduğu konusunda herkes neredeyse hem fikir. Artık ihale aşamasına gelindiği söylenmekte ve güzergâhta zemin etütleri bittiğini biliyoruz. Bu bilgiler ışığında yorumu size bırakıyorum…

Author İsrafil Cingöz
Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı

Bir yanıt yazın

Soru Sor